Yusuf GÜLER
WRS imperium, YMM/Bağımsız Denetçi
I.GİRİŞ
Bundan Yaklaşık 3 yıl önce Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından akaryakıt sektörüne ilişkin yazarkasa maliye hafızalarının ve otomasyon verilerinin silinmesi sureti ile vergi kayıp kaçağına sebep olunduğu şüphesiyle yapılan soruşturmalar kaynaklı olarak Türkiye’de pek çok petrol istasyonu incelemeye alınmıştır.
Yapılan incelemeler başka soruşturmalara kaynak olmuş ve kamuoyunda silici operasyonu olarak bilinen operasyon yapılmıştır.
Yapılan incelemeler ve operasyonlar sonucunda kanunda açık olduğu düşünülerek 213 sayılı Vergi Usul Kanunu[1] ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununda[2] değişiklikler yapılmıştır.
Bu yazımızda yapılan değişikliklerin hukuki olarak değerlendirilmesi ve piyasaya etkileri analiz edilecektir.
II.VERGİ USUL KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ve SONUÇLARI
Yukarıda yer alan gelişmeler üzerine 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 359 maddesine ç bendi eklenmiştir. Söz konusu madde şöyledir.
“Hazine ve Maliye Bakanlığınca yetkilendirilmediği halde, ödeme kaydedici cihaz mührünü kaldıran, donanım veya yazılımını değiştiren veya yetkilendirilmiş olsun ya da olmasın ödeme kaydedici cihazın hafıza birimlerine, elektronik devre elemanlarına veya harici donanım veya yazılımlarla olan bağlantı sistemine ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemlere fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale ederek; gerçekleştirilen satışlara ait mali belge veya bilgilerin cihazda kayıt altına alınmasını engelleyen, cihazda kayıt altına alınan bilgileri değiştiren veya silen, ödeme kaydedici cihaz veya bağlantılı diğer donanım ve sistemler ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemler tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyen veya bunların gerçeğe uygun olmayan şekilde iletilmesine sebebiyet verenler üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
213 sayılı Vergi Usul Kanunu 367. maddesine 4. bend eklenmiştir. Söz konusu bend de “359 uncu maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde incelemenin tamamlanması beklenmeksizin, sair suretlerle öğrenilmesi halinde ise incelemeye başlanmaksızın Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından bu tespitlere ilişkin rapor düzenlenir ve rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla birlikte keyfiyet Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Kamu davasının açılması için incelemenin tamamlanması şartı aranmaz.” denilmektedir.
Yapılan son düzenlemelerle ödeme kaydedici cihaz mühürünün kaldırılması, donanım ve yazılımın değiştirilmesi, hafızalarını silinmesi, bağlantı sistemi ve diğer yazılımların fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale edilmesi suç kapsamına alınmıştır.
Ancak suçun gerçekleşmesi için satışlara ait mali belge veya bilgilerin cihazda kayıt altına alınması engellenmesi veya kayıt altına alınan bilgilerin değiştirilmesi veya silinmesi, diğer donanım sistemleri ya da kayıt dışı satışının önlenmesi için kurulan sistemlerin Maliye Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına iletilmesinin engellenmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda bu fiillerin gerçekleşmesi cihaz mührünü kaldıran, donanım veya yazılımını değiştirilmesi veya yetkilendirilmiş olsun ya da olmasın ödeme kaydedici cihazın hafıza birimlerine, elektronik devre elemanlarına veya harici donanım veya yazılımlarla olan bağlantı sistemine ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemlere fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale edilmesi. İkincisi ise bu suretle vergi kayıp kaçağına sebep olması ve/veya akaryakıt sektöründe otomasyon olarak bilinen verilerin EPDK gitmesinin engellenmesi veya gitmesi gereken verilerin değiştirilerek gönderilmesi suç oluşturmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu 367. maddesine eklenen 4. bend ile 359’uncu maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde incelemenin tamamlanması beklenmeksizin, sair suretlerle öğrenilmesi halinde ise incelemeye başlanmaksızın Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından bu tespitlere ilişkin rapor düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Söz konusu madde pek çok akaryakıt istasyonun mağdur olmasına sebep olmaktadır. Zira 359 maddenin ç bendine göre fiilin gerçekleşmesi mühürün kaldırılması, kayıtların silinmesi, değiştirilmesi suretiyle vergi kayıp kaçağını ve veya maliye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına bildirilmesi gereken bilgilerin bildirilmemesine sebep olması denilmektedir.
Bu durumun tespit edilmesi ise inceleme sonucunda ortaya çıkabilecek bir durumdur. Bu haliyle 359 maddenin ç bendi ile 367. maddenin 4. bendi birbiriyle çelişmektedir. Zira ç bendi ile inceleme sonucunda tespit edilmesi gereken bir durum anlatılırken 367 maddenin 4. bendinde inceleme sonucu beklenmeksizin suç duyurusunda bulunulması gerektiği belirtilmektedir.
Uygulamada vergi inceleme elemanları 367 maddenin 4 bendini dikkate alarak inceleme sonucunu beklemeksizin savcılıklara suç duyurusunda bulunmaktadır suç duyurusunda bulunurken Vergi Usul kanunun diğer hükümleri de dikkate alınmaksızın incelemede tamamlanmadığından dolayı şirket müdürleri hakkında dava açılmasına sebep olmaktadır. Yapılan düzenlemelerle birlikte çok sayıda mükellef incelemeye alınmış ve mali idarenin iş yükünü artırılarak incelemeler sonucunda açılan dava sayıları artırmış ve adliyenin de iş yükü artırılmıştır.
Aslında yapılmak istenen düzenleme akaryakıt sektöründe kayıp kaçağı sebep olan mükelleflerin tespiti iken yapılan düzenlemenin içindeki çelişkiler nedeniyle kayıp kaçak olmayan, mükellefiyet görevlerini yerine getiren mükelleflerde mağdur olmaya başlamıştır. Bu durumun engellenmesi için 359/c bendinin 367.maddeye eklenen 4.bendin gözden geçirilerek yeni bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Vergi Usul kanununda yapılan düzenlemelere ek olarak petrol piyasası kanununda da düzenlemeler yapılmıştır.
III.PETROL PİYASASI KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ve SONUÇLARI
Petrol Piyasası Kanunu 20 maddesine eklenen g bendinde “Bu Kanuna göre lisansa tabi faaliyetler ile ilgili olarak, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinin (a) ve (b) fıkraları kapsamında; muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme veya bu belgeleri kullanma suçları ile aynı maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin anılan Kanunun 367 nci maddesi uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi ile birlikte durum, Kuruma da iletilir ve Kurum tarafından her türlü tesiste (rafineri hariç) lisansa tabi tüm faaliyetler kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçici olarak durdurulur ve bu süre içinde söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez. Kesinleşmiş mahkeme kararına göre lisans sahiplerinin lisansı iptal edilir. Bu bent kapsamında kalan fiillere ilişkin olarak verilen idari para cezaları ödenmediği müddetçe lisansa konu tesis için lisans verilmez. Bu bent kapsamındaki suçlara ilişkin vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar söz konusu tesis için başka bir gerçek veya tüzel kişiye de lisans verilmez.” denilmektedir.
Bu maddeye göre Vergi Usul Kanunu 359. maddesi kapsamında sahte belge kullanma ve düzenleme fiili tespit eden mükellefler ile ç bendinde yazılı suçların işlendiğinin tespiti halinde vergi müfettişlerince savcılığa suç duyurusunda bulunmasının yanı sıra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna bildirimde bulunması gerektiği belirtilmiştir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu da yapılan bildirime istinaden söz konusu akaryakıt istasyonlarının faaliyetlerini durdurarak mühürlemektedir. Ayrıca söz konusu akaryakıt istasyonunun lisansının devri yasaklanmaktadır. Lisansın askıya alınmasının kaldırılabilmesi için savcılıkça kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkemece beraat kararı alınması gerektiği belirtilmektedir.
Bu madde uygulamada 2 soruna sebep olmaktadır:
1) Anılan Kanunun 359/a ve b bentleri kapsamında yapılacak suç duyurularında inceleme sonuçlandıktan sonra vergi suçu raporu düzenlenmesi gerekirken; 359/ç bendi kapsamında yapılan suç duyurusunda ise 367 maddenin 4. bendi uyarınca incelemenin tamamlanması beklenmeksizin suç duyurusunda bulunulması sonucunu doğurmaktadır.
Böylece aynı kanun kapsamında farklı uygulamalara sebep olunarak mağduriyet oluşmasına neden olunmaktadır. Zira 359/ç bendi kapsamında inceleme tamamlanmaksızın yapılan suç duyurusunda fiilin gerçekten işlenip işlenmediği kanuni şartlarını yerine gelip gelmediği kontrol edilmeden vergi suçu raporu düzenlenmesi sonucunu ortaya çıkmaktadır.
2) Bir diğer mağduriyet ise vergi incelemesi sonucunda düzenlenen vergi suçu raporunun idari bir boyutu olmasıdır. Bu boyut ise durumun EPDK ya bildirilmesi nedeniyle akaryakıt istasyonunun kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya beraat kararı çıkana kadar çalışmasının engellenmesidir. Ülkemizde yargılama sürelerinin uzunluğu dikkate alındığında pek çok kişinin uygulama esnasında bu durumdan ekonomik olarak ciddi şekilde etkilendiği görülecektir.
III.1.Çözüm Önerileri
Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele kapsamında çıkarılan Vergi Usul Kanunu 359/ç maddesi ve 367.maddeye eklenen 4. bent ile Petrol Piyasası Kanunu 20.maddesine eklenen g bendinin yeniden gözden geçirilerek suçun şartlarının netleştirilmesi ve suçun işlendiğinin tespit edilmesi halinde düzenlenecek vergi suçu raporunun vergi incelemesinin neticesinde düzenlenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununda lisansın askıya alınması uygulamasından suç kesinleşmeden bir ceza olması sebebiyle vazgeçilerek; bunun yerine belirlenen bir teminatın verilmesi halinde faaliyete devam edilmesi petrol istasyonları ve devlet yönünden daha yerinde olacaktır.
Zira kapalı kalan akaryakıt istasyonları ekonomik bir kayba uğramakta; ayrıca istasyonların ekonomik faaliyette bulunmaları sebebiyle devlet de vergisel bir kayıp yaşamakta; nihayette işten çıkarılmalara sebep olduğundan istihdama olumsuz etkisi olmaktadır.
IV.SONUÇ
Yazımızın önceki bölümlerinde ayrıntılarıyla açıkladığımız üzere Vergi Usul Kanunu ve Petrol Piyasası Kanununda yer alan düzenlemeler uygulamada istenen sonuçları vermekten ziyade piyasada bulunan oyuncuların (mükelleflerin) işlerinin ciddi şekilde bozulmasına sebep olmaktadır.
Bu nedenle; yapılan düzenlemelerin “mağduriyetlerin ortadan kaldırılması merkezli” tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Kaynak:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu
[1] 10.01.1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[2] 04.03.2003 tarih ve 25322 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
NOT: Bu makale 30.07.2022 tarihinde www.ekovergi.com sitesinde yayınlanmıştır.